İYİ Parti Genel Lideri Müsavat Dervişoğlu katıldığı bir TV programında gündeme ait açıklamalarda bulundu.
AKP’nin DEM Parti ile anlaşacağı telaffuzları üzerine kayyumların atanmasının nedeni hakkında konuşan Dervişoğlu şunları söyledi:
“DEM’e uzatılan elden sonra zannediyorum ki saray değişimi, o uzatılan elin neye mal olduğunu görmüştür. Hasebiyle bir bildiri vermek gereksinimi hissetmiş olabilir. Bu niyetlerinin farklılaştığı manasına da gelmez. Bu alanı doldurabilecek yeni stratejiler kanıdan aksiyona elbette ki geçirilebilir. Hasebiyle o duruma bakıp bu türlü bir sonuç çıkarmanın çok yanlışsız olduğu kanaatinde değilim fakat hem ben hem partim kayyuma karşıyız. Demokratik hak ve hürriyetlerinin yanlışsız bir biçimde kullanılmasının önünü kesen bir şey. Lakin bu hükümetin iş başına geldiği günden beri de daima yaşanılan bir durum. Şayet bir belediye lider adayını Kandil’de belirler, seçime sokarsınız; ondan sonra da bunun terörle iltisakına istinaden onu misyondan alır, yerine hukukun yapması gerekeni yapmayıp işin yönetime bırakarak, belediye meclisinin içinden bir belediye başkanı seçme imkanı dururken; vali atamak, kaymakam atamak ya da işte bir idari görevliyi o makama atamak çok hakikat bir şey değil. Mahkeme kararı olmadan belediye liderinin misyondan alınması, onun yerine valinin ya da bir kaymakamın ya da bir mülki vazifelinin atanması kabul edilebilir bir şey değil. Fakat bu DEM’e de siyasi alanda bir telaffuz avantajı getiriyor. Devletin bu türlü bir hakkı terör örgütleriyle iltisaklı yapılara tanımaması gerekiyor. Doğrusunu isterseniz uygulama yanlış.”
“ERKEN SEÇİME BİR GEREKSİNİM VARSA BU, VADEYE ÇEK KESİLİR ÜZERE TALEP EDİLEMEZ”
Erken seçim tartışmalarına değinen Dervişoğlu şunları söyledi:
“Erken seçime bir gereksinim varsa bu vadeye çek kesilir üzere talep edilmez. Bir temel ihtiyaçsa bunu direkt söyleyebilirsiniz fakat ana muhalefet partisinin genel başkanı bir vade oydu. Hasebiyle bu, Erdoğan’a seçimin takvimini siz belirleyin demektir. Meğer seçimin gerçekleştirilebilmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 3 bölü 5’lik bir nitelikli çoğunluğa, yani 360 milletvekiline muhtaçlık var. Adalete Kalkınma Partisi’nin şayet muhalefeti denetim edebilme imkanı yoksa Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden kendi istediği vakitte bir erken seçim kararı kaldırılabilmesi mümkün değil. Birebir vakitte bu yapılan stratejik yanılgıların sonrasında, iktidar erken seçim yapabilecek Meclis çoğunluğunu elde edebilmek için öteki siyasi hareketlere tevessül edebilir. Konuşurken bunlara vesile olabilecek lisandan uzak durulması gerekir. Yeni anayasa değişikliğine kapalıyız, erken seçim şayet ihtiyaçsa, Sayın Cumhurbaşkanı’nın zaten böyle bir yetkisi vardır, ne vakit isterse yapabilir ve Recep Tayyip Erdoğan elimizdeki anayasaya nazaran bir daha Cumhurbaşkanı adayı olamaz denilir. Bu denildiği vakit bir daha Cumhurbaşkanı adayı olmak için yapılmış bütün stratejik planlamalarda akamete uğrar. Lakin ‘Ben bu boşluğu sana veriyorum, siz istediğiniz planlamayı yaparsanız’ derseniz, bu iktidar; Sayın Cumhurbaşkanı’nı ömrünün sonuna kadar cumhurbaşkanlığı makamında oturtmak için her türlü müdahaleyi yasal hale getirebilir.”
“O İPİ ATLASINLAR DİYE GÖNDERMEDİM”
Geçtiğimiz haftalarda, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin meclis kürsüsünden terörist başı Öcalan’a davet yapmasının akabinde TBMM’deki düzenlediği küme toplantısında Devlet Bahçeli’ye 2007 yılında Erzurum meydanındaki konuşmalarını hatırlatarak ip fırlatması ve Bahçeli’nin de fırlatılan bu ipi istemesiyle yaşanan gelişmelerdeki temel iletinin ne olduğuna dair kendisine yöneltilen soruya Dervişoğlu:
“Subliminal bildiri verme alışkanlığı yüksektir. Sayın Bahçeli’ye bütün bunları yapıyor diye benim kendisine olan saygımla azalmış değil. Lakin benim ülkeme ve bayrağıma duyduğum hürmet bütün hürmetlerin fevkinde bir hürmettir. Münasebetiyle birisi bir yanlış iş yaparsa ben o yanlışlığa her yerde karşı çıkarım. Şahıslarla olan münasebetim de bunu etkilemez. Mevzuyu magazinleştirmek ve ucuzlaştırmak için yapmış olabilir. Lakin ben o ipi atarken al bunu başının ucuna as, madem ki bugün milat diyorsun o vakit bugünün de bir anısı olsun dedim. Yoksa o ipi ben ip atlasınlar diye göndermedim. Yani yeni oyunlara bir temel teşkil etsin diye göndermedim. Hasebiyle geçmiş periyotlara de atıfta bulundum. Ya dün yaptığın yanlıştı ya bugün yaptığınız yanlıştır diye ifadelendirmeye çalıştım. İp bana ilişkin olan bir şey değil onun Erzurum Meydanı’nda attığı ipi emanet alıp kendisine iade etmiş oluyoruz. Ayrıyeten asmasından hiç müzdarip değilim. Fakat ben ekseriyetle bir kanıyı yaşama geçirirken nesnelerden değil lisandan yararlanırım. Lisanıyla söyleyecek şeyi kalmayanın nesne ve objelerden istifade etme alışkanlığını da hoşgörürüm”
CHP’nin olağanlaşma siyasetini da eleştiren Dervişoğlu şunları kaydetti:
“Ben de bir muhalefet partisi genel lideriyim. Münasebetiyle misyonum muhalefet ile uğraşmak değildir ama Cumhuriyet Halk Partisi idaresinin 2024 lokal seçimlerinden sonra bir büyüye kapıldığını, o büyünün ortaya çıkardığı siyasi şehvetle hareket ettiğini söyleyebilirim. Elbette ki ataklar düşünülmüştür fakat olağanlaşma ve yumuşama denince bizim koymuş olduğumuz reaksiyonun çok gerçek anlaşılması lazım. Zira Türkiye’de olağanlaşmayı talep edenler anormalleştirenler, yumuşamayı isteyenler de sertlik yanlıları olanlardı. Münasebetiyle Cumhuriyet Halk Partisi’nin idare takımlarının, başta genel liderleri olmak üzere; o gelişmeyi çok hakikat okumalı ve buna nazaran bir yol haritası tanzim etmeyi becerebilmeliydi. İktidarın değirmenine su taşıyacak adımların atılmasına vesile olduklarını söyleyebilirim fakat olup bitenden bir ders çıkarmalarını icap ettiğini de tabir etmekte fayda görüyorum.”